İnsanı “21. yüzyılın yükselen değeri” olarak nitelendiren Progroup Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, Turquality ekseninde insan faktörünü ve teknolojik yanılsamaların rekabete olan nihai etkisini mercek altına aldı. Turquality Doktoru Dr. Salim Çam, “İnsan makine için mi? Makine insan için mi?” konusuna açıklık getirdi.
Entelektüel sermayenin unsurları nelerdir?
Teknolojinin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği, “bilişim çağı” olarak adlandırılan bir dönemeçten geçmekte olduğumuzu ifade eden Turquality Doktoru Dr. Salim Çam şunları söyledi:
“Terabaytlarca verinin ve bu verileri işleyen bilgisayar tabanlı sistemlerin yarattığı heyecan, maalesef “kâbus” niteliğinde bir algı yanılsamasını tetikledi: Artık örgütsel bağlamda insanların “geleneksel” bir unsur olarak ele alınıp, geri plana atılması eğilimiyle karşı karşıyayız. Rekabet üstünlüğü yakalamak isteyen kimi işletmeler; katma değer yaratma noktasında eşsiz bir kaynak olan insan faktörünü nasıl daha verimli yönetebileceğine, nasıl daha fazla değer oluşturulabileceğine odaklanmak yerine, bu kaynağın robotlarla nasıl ikame edilebileceğine kafa yoruyorlar. Ancak unutulmamalıdır ki, insan sermayesi ve en nihayetinde sosyal sermaye; soyut varlıklar içinde benzersiz bir yere sahiptir. Bu sayede fiziksel olana hükmetmek, daha kolay olacaktır. Bu noktada insan gücünün sanayi toplumunda olduğu gibi salt fiziksel güç değil, bunun çok daha ötesinde bir “beyin gücü” olarak değerlendirilmesi; insan elementinin üstün organizasyonel performans ve rekabet avantajı doğrultusunda kritik bir unsur olarak ele alınması gerekiyor. Bilindiği üzere, entelektüel sermayenin öne çıkan üç temel yüzü; insani, örgütsel ve sosyal yönüdür. İnsan kaynağına yatırım yaparken, birey düzeyindeki bilginin iş ağında paylaşımı için gerekli ortamda da iyileştirmeye gidilmelidir. Böylelikle eş zamanlı olarak sosyal sermayenin gelişimi de sağlanmalıdır. Bu da örgütsel stratejik başarıda ve rekabette, kişiler arası iletişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir” dedi.
İnsanın rolü yeniden tanımlanmalıdır ve kendi türümüze ihanet edilmemeli
Robotlar karşısında insanın rolünün yeniden tanımlanması gerektiğinin altını çizen Turquality Doktoru Dr. Salim Çam, konuşmasına şöyle devam etti:
“Robotlarla karşılaştırıldığında insanlar, hislere ve duygulara dayalı, motor kabiliyeti karmaşık görevlerin yerine getirilmesinde kıyaslanamaz bir avantaja sahip. Robotlar ise, gücün ve netliğin önem kazandığı iş süreçlerinde daha yoğun tercih ediliyor. Ancak bazı çalışmalar, yapay zekânın haddini aşabileceğine işaret ediyor. İnsanlardan daha ileri becerilere sahip robotların, insan faktörünü atıl konuma getireceği bir senaryo yaşanabilir. Bu nedenle sinyaller doğru okunmalı ve mutlaka önlem alınmalıdır. İnsanın rolü, acilen, yeni teknolojiler perspektifinden yeniden tanımlanmalı; yeni bir vizyon ve sosyal sözleşme üzerinde durulmalıdır. Zira insan, ruh ve bedenden oluşan bir bütündür. Bu bütünün kontrolsüz, maddiyat odaklı teknolojilerle tek boyuta indirgenmesi ilerleme değil, kendi türümüze ihanettir. Rekabet üstünlüğü; yapay zekâyı insan zekasının üstüne çıkararak yakalanamaz. Rekabet üstünlüğü; insan zekâsını keşfederek, onu rahat üretebilecek hale getirmekle mümkündür. Bu konuda çağımızın önde gelen bilim insanlarından Stephen Hawking ve Elon Musk gibi isimler de endişelerini dile getirmişlerdi. Bir yanda global arenada “sözde” kabul gören toplumsal fayda eğilimleri ve insan değerinin güncel konumu, diğer yanda Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” vasiyeti...” diye konuştu.
İnsan amaç, makineler araç
Turquality Doktoru Dr. Salim Çam, şunları kaydetti:
“İşte burada Turquality; makineleri ve teknolojiyi araç, insanı ise amaç olarak görmektedir.
Stratejik işletme yol haritalarında ve planlarında aşağıdaki konular ele alınmaktadır:
-İnsan stratejisi
-İnsanın örgüt içindeki yeri
-İnsan yetenekleri
-İnsanın yetkinlikleri
-İnsan potansiyeli ve performansı
-İnsan etik ve ahlaki değerleri
-İnsanın görevleri
-İletişim
-İnsanın kariyeri
-İnsanın eğitimi
-İnsanın sağlığı ve güvenliği
-İnsanın ödüllendirilmesi
-İnsanın memnuniyeti
Teknolojinin iş süreç ve dizaynları üzerinde kullanılması gerekirken, robotlar arası duygusal ilişkiler üzerine çalışılması düşündürücüdür. Oysa, Turquality felsefesinde olduğu gibi insana değer veren, insanlar arasındaki iletişimi ön plana çıkaran süreçlere odaklanılsaydı, bugün birlikte yaşama kültürüyle ilgili bu kadar ciddi sorunlar yasamazdık. Ortak akılla dünyayı daha insancıl bir hale getirebilir, şirketlerde kolektif rekabet oluşturabilirdik” şeklinde konuştu.